29 Nisan 2013 Pazartesi

Pazarlama mağduru bendeniz



Hayatta bir şey daha geldi başıma.
Bir şey daha öğrendim.
İnanılır gibi değil.
Bunu yapanlara “yok artık” derdim.
Demeyeceksin demek ki, benim de başıma geldi işte.
Allak bullak oldum, aldatıldım, kandırıldım.

Kısa İzmir seyahatimde, şahane bir havada İzmir Urla’ya doğru yola çıktık, arabayı abim kullanıyor ben de yanında oturuyorum. Arkada annem babam, güle oynaya manzarayı seyrediyoruz. Denizin güzelliğine tapınırken telefonum çaldı. Aslında tanımadığım numaraları hiç açmam ama, kader ağlarını örmeye orada başlamıştı işte. Turkcell’den aradığını söyleyen bir adam, bana bir şeyler anlatmaya başladı, ödül dakikalar kazanmıştım. Ses çok net değildi, “yoldayım şu anda sizi net duyamıyorum kusura bakmayın”  kibarlığım karşısında daha da kibar ve sabırla söylediklerini tekrarlayan adamı dinlemeye devam ettim. Aklım kazandığım dakikalarda ve turkcellden arandığım için sıfır şüphe dinledim. Sık kullandığım kredi kartımdan dolayı altın, tablet bilgisayar, cep telefonu gibi hediyelerden bahsetti, benim çok kullandığım kredi kartımın numarasını istedi, ben cüzdanımdan kartımı çıkarıp numaraları okudum, şifremi istedi verdim. (ay!! yazarken bile inanamıyorum), onaylıyor musunuz dedi, evet dedim falan filan.. Sonra size bunlarla ilgili mesaj gelecek dedi ben de teşekkür edip kapadım telefonu. 5 dk sonra (gerçekten o kadar kısa) bir anda beynimden vurulmuş gibi, ne yaptım ben, bedava dakika için neden kredi kartı numaramı ve şifremi verdim? Ne alaka bu deyip, anında beni arayan numarayı geri aradım, karşıma müzik kaydı çıkınca, dünyam yıkıldı, tamam bittim ben diye düşündüm. Bu arada annem ve babama çaktırmamaya çalışsam da betim benzim atmış halimi hemen anladılar ve toplu bir panik havasına girdik. Abim hemen turkcelli arayıp beni arayan numarayı sordu, böyle bir numaraları olmadığını öğrenince 2. panik dalgası geldi, hemen bankamı aradım, bana saatler gibi gelen bir zaman sonra müşteri hizmetlerine ulaştığımda, banka müşteri hizmetleri yetkilisine adeta haykırarak durumu aktardım, kişisel bilgilerden sonra ki en berbat bölüm de  burasıydı; anne kızlık soyadı!! Siz hiç anne kızlık soyadınızın uzun olmasının nasıl bir bela olduğunu biliyor musunuz? Benim annemin kızlık soyadı tam 11 harf! 4. ve 7. harfini isteyen müşteri temsilcisine 4. harfi söyledim ama 7. harfi bir türlü bulamıyorum. Bağırarak aileme soruyorum, annem ağladı ağlayacak, babişkom parmaklarıyla sayıyor; i, r, e… J yok bulamıyoruz harfi, adama yalvarıyorum soyadı şu işte siz bulun şu harfi diye, sonunda adam halime acıyıp 7. harfi söylüyor; e’mişJ

Neyse bu zor aşamayı geçtikten sonra hesabımdan 800 milyon çekilmiş olduğunu öğrendim. İlk aklıma gelen aman allahım dolandırıldım! Oldu tabii. Neyse müşteri temsilcim, beni arayan numaraya ulaşmamı, alışverişi iptal ettiğimi söylememi, sonrada bankaya bu çekimi onaylamadığıma dair bir dilekçe yazmamı söyledi. Bu arada ısrarla beni arayan biri olduğuna dair telefonumdan sinyal alıyordum. Bir baktım ki arayan yine o numara, hemen açıp; “siz beni aldattınız” diye başladım saymaya. Bu arada içimden bir ses de; “neden 800.- TL çekilmiş, kart limitim daha yüksek” diye bir uyarı yolluyor bana.

Sonuçta öğrendim ki ben beni arayan Turkcell Teknoloji şirketinden bir tablet bilgisayar ve bir cep telefonu satın almışım, piyasa değerinin yarı fiyatına. Gerçekten böyle bir şirket varmış ve ben alışveriş yapmışım. Yani ben aslında dolandırılmamışım ama kandırılmışım. 800.-TL yi 800 dakika diye onaylamışım da, dakika için kredi kartı numarası ve şifresi verilir mi diye hiç düşünmemişim?!! Alışverişi onaylıyorum dediğim anda dönüşüm yokmuş zaten. Sordular, ben de onayladım işte! Hatalıyım ve evet hala salaklığıma doyamıyorum.

Call center yetkilisiyle iletişim konusunda düşülen tuzaklardan birine düştüm. Telefonla pazarlama tacizine uğradım.  Bu tuzakların birine düşmezsen, başka birine düşüveriyorsun işte! Hem de bu konuda o kadar dikkat ederken, herkese tavsiyeler verirken ben kandırıldım. 

İçinde yaşadığımız sistemin bize armağanı bu pis pazarlama yöntemleriyle başa çıkmak için bundan sonra “Ayşegül hanımla mı görüşüyorum?” dedikleri zaman, “hayır efendim kendisi 2 yıldır komada konuşamıyor” diyeceğimJ

Telefonda hipnoz ediliyormuş insanlar, belki ben de böyle bir kurbandım kim bilir?!


2 yorum:

  1. Canım benim senin basiretin bağlanmış bence...Bu salaklık değil..O andaki güzel dakikalarının gününün içinde bunların böyle birşey yapacağını düşünmemişsindir sadece...Neyse ki Allah bununla geçmiş etsin inşallah birtanem...Öpüyorum seni kocaman..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet gülin'cim allah beterlerinden korusun, hep uyanık olmak lazım:)

      Sil