Hayatta bir
şey daha geldi başıma.
Bir şey
daha öğrendim.
İnanılır
gibi değil.
Bunu
yapanlara “yok artık” derdim.
Demeyeceksin
demek ki, benim de başıma geldi işte.
Allak
bullak oldum, aldatıldım, kandırıldım.
Kısa İzmir
seyahatimde, şahane bir havada İzmir Urla’ya doğru yola çıktık, arabayı abim
kullanıyor ben de yanında oturuyorum. Arkada annem babam, güle oynaya manzarayı
seyrediyoruz. Denizin güzelliğine tapınırken telefonum çaldı. Aslında
tanımadığım numaraları hiç açmam ama, kader ağlarını örmeye orada başlamıştı
işte. Turkcell’den aradığını söyleyen bir adam, bana bir şeyler anlatmaya
başladı, ödül dakikalar kazanmıştım. Ses çok net değildi, “yoldayım şu anda
sizi net duyamıyorum kusura bakmayın” kibarlığım karşısında daha da kibar ve sabırla
söylediklerini tekrarlayan adamı dinlemeye devam ettim. Aklım kazandığım
dakikalarda ve turkcellden arandığım için sıfır şüphe dinledim. Sık kullandığım
kredi kartımdan dolayı altın, tablet bilgisayar, cep telefonu gibi hediyelerden
bahsetti, benim çok kullandığım kredi kartımın numarasını istedi, ben
cüzdanımdan kartımı çıkarıp numaraları okudum, şifremi istedi verdim. (ay!!
yazarken bile inanamıyorum), onaylıyor musunuz dedi, evet dedim falan filan..
Sonra size bunlarla ilgili mesaj gelecek dedi ben de teşekkür edip kapadım
telefonu. 5 dk sonra (gerçekten o kadar kısa) bir anda beynimden vurulmuş gibi,
ne yaptım ben, bedava dakika için neden kredi kartı numaramı ve şifremi verdim?
Ne alaka bu deyip, anında beni arayan numarayı geri aradım, karşıma müzik kaydı
çıkınca, dünyam yıkıldı, tamam bittim ben diye düşündüm. Bu arada annem ve
babama çaktırmamaya çalışsam da betim benzim atmış halimi hemen anladılar ve
toplu bir panik havasına girdik. Abim hemen turkcelli arayıp beni arayan numarayı
sordu, böyle bir numaraları olmadığını öğrenince 2. panik dalgası geldi, hemen
bankamı aradım, bana saatler gibi gelen bir zaman sonra müşteri hizmetlerine ulaştığımda,
banka müşteri hizmetleri yetkilisine adeta haykırarak durumu aktardım, kişisel
bilgilerden sonra ki en berbat bölüm de
burasıydı; anne kızlık soyadı!! Siz hiç anne kızlık soyadınızın uzun
olmasının nasıl bir bela olduğunu biliyor musunuz? Benim annemin kızlık soyadı
tam 11 harf! 4. ve 7. harfini isteyen müşteri temsilcisine 4. harfi söyledim
ama 7. harfi bir türlü bulamıyorum. Bağırarak aileme soruyorum, annem ağladı
ağlayacak, babişkom parmaklarıyla sayıyor; i, r, e… J yok
bulamıyoruz harfi, adama yalvarıyorum soyadı şu işte siz bulun şu harfi diye,
sonunda adam halime acıyıp 7. harfi söylüyor; e’mişJ
Neyse bu
zor aşamayı geçtikten sonra hesabımdan 800 milyon çekilmiş olduğunu öğrendim.
İlk aklıma gelen aman allahım dolandırıldım! Oldu tabii. Neyse müşteri
temsilcim, beni arayan numaraya ulaşmamı, alışverişi iptal ettiğimi söylememi,
sonrada bankaya bu çekimi onaylamadığıma dair bir dilekçe yazmamı söyledi. Bu
arada ısrarla beni arayan biri olduğuna dair telefonumdan sinyal alıyordum. Bir
baktım ki arayan yine o numara, hemen açıp; “siz beni aldattınız” diye başladım
saymaya. Bu arada içimden bir ses de; “neden 800.- TL çekilmiş, kart limitim
daha yüksek” diye bir uyarı yolluyor bana.
Sonuçta
öğrendim ki ben beni arayan Turkcell Teknoloji şirketinden bir tablet
bilgisayar ve bir cep telefonu satın almışım, piyasa değerinin yarı fiyatına. Gerçekten
böyle bir şirket varmış ve ben alışveriş yapmışım. Yani ben aslında
dolandırılmamışım ama kandırılmışım. 800.-TL yi 800 dakika diye onaylamışım da,
dakika için kredi kartı numarası ve şifresi verilir mi diye hiç düşünmemişim?!!
Alışverişi onaylıyorum dediğim anda dönüşüm yokmuş zaten. Sordular, ben de
onayladım işte! Hatalıyım ve evet hala salaklığıma doyamıyorum.
Call center
yetkilisiyle iletişim konusunda düşülen tuzaklardan birine düştüm. Telefonla
pazarlama tacizine uğradım. Bu
tuzakların birine düşmezsen, başka birine düşüveriyorsun işte! Hem de bu konuda o kadar dikkat ederken,
herkese tavsiyeler verirken ben kandırıldım.
İçinde
yaşadığımız sistemin bize armağanı bu pis pazarlama yöntemleriyle başa çıkmak
için bundan sonra “Ayşegül hanımla mı görüşüyorum?” dedikleri zaman, “hayır
efendim kendisi 2 yıldır komada konuşamıyor” diyeceğimJ
Telefonda
hipnoz ediliyormuş insanlar, belki ben de böyle bir kurbandım kim bilir?!