15 Nisan 2013 Pazartesi

Bu Sabah Yağmur Var İstanbul'da



“Bu sabah yağmur var İstanbul’da
Gözlerim dolu dolu oluyor bilmem niye
Anne sözü dinler gibi masum
Ağladım bu sabah….”



Evlendiğim ilk yıllarda (fi tarihte yani)J MFÖ’nün bu şarkısını dinlediğim zaman ağlardım, bilmem niye?:) Oysa ki ailemle aynı şehirdeydim. İzmir’de, üstelik 4 durak ötedeydi evimiz. Yani istediğim zaman annemleri görebilirdim, ama bu şarkının “anne sözü dinler gibi masum” dizesinde gözyaşlarım hücum ederdi gözlerime.  Annemlere gidesim gelirdi koşa koşa. Sanki yıllar sonra İzmir’den İstanbul’a gurbete gideceğimi bilirmişim gibi.

Hayatın, acı-tatlı karışımı bir sürpriziydi İstanbul bizim için. Benim için ise anne-baba kuzuluğundan çıkıp, kazık kadar bir kadın olmama rağmen, artık tek başına ayakta durma dönemine geçişti aynı zamanda. Çocuklarımı büyüten, her zaman bana ellerini uzatan, her konudaki desteğim ailemden ayrılan, bildiğim ama tanımadığım bir şehrin ortasında kalan ürkek bir çocuk gibiydim İstanbul’a geldiğimde.

İlk zamanlarda yaşadığımız sıkıntılar geçti, her şey bir şekilde halloldu ve biz hepimiz çok mutlu olduk bu şehirde. İstanbul sevilmeyecek gibi değil, tüm zorluklarına rağmen, güzelliklerine doyulmaz bir şehir.

Ben değiştim, hayatımda yeni bir dönem açıldı burada. İş ve ilişkiler bazında, hayata bakış bazında, farklılaştım farkında olmadan.

İstanbul’a gelip de aynı kalan yoktur herhalde. Bu şehir alır insanı ellerine tıpkı bir oyun hamur gibi yoğurur, yeniden, yeniden şekillendirir insanı. Bir bakmışsın değişmişsin, artık aynı konuşmuyor, aynı düşünmüyor, dünyaya artık eski gözlerinle bakmıyorsundur. Şaşırırsın, ne vakit ve nasıl oldu da değiştin anlayamazsın.

Çok güzel bir şehir ve asla durağan ve olağan değil İstanbul. Gürül gürül bir temposu var. Her köşesinden bir başka sürpriz fışkırıyor bu şehrin. İyi ya da kötü.  İstanbul kontrastlar şehri. Sarıklı, cübbeli, erkekler, çarşaflı kadınlardan tut, moda dergisinden fırlamış şıklık ve marjinallikte insanlarına, sinegoglara, kiliselere, camilere, oradan sosyetik ve dünyayla yarışan mekanlarına uzanan rengarenk bir mozaik. Buram buram tarih kokan sokaklarıyla, tarihi mekanlarıyla çok güzel bir karışımdır İstanbul. Ortasından deniz geçen tek şehir! Bir de her medeniyetten izler taşıyor. Bizans eserleri ve Osmanlı’nın izleri.  Boğaz’daki tarihi yalılar hele, içlerinde ne hikayeler barındırırlar! Hepsi ayrı ayrı değerler.

Olmadık bir sokak, inanılmaz bir manzaraya götürür seni. Saçma sapan, eski püskü bir binaya çekinerek girip, o eski püskülüğe yaraşmaz modern bir asansörle karşılaşıp, olağanüstü manzaraya sahip bir terasa çıkıverirsin.

İşte yıllar önce İzmir’den İstanbul’a gelen o ürkek kız çocuğunu çaktırmadan böyle efsunladı İstanbul.

Kalbim ege’de olsa da seviyorum bu tılsımlı şehriJ

4 yorum:

  1. Daha dünmüş gibi hatırlıyorum. daha ne İstanbul vardı hayatımızda ne de yağmur yağardı müzik setinin önüne oturup ağlardın. :-)

    YanıtlaSil
  2. bugün salı üstelik nisan'ın 16 sı olmasına rağmen İstanbul yağmurlu ve soğuk;gel görki insan şikayet edemiyor yazını okuyunca:))

    YanıtlaSil