Bu yazıyı yazmaya başladığımda henüz seçim sonuçları açıklanmıyordu.
Ailecek garip bir gerginlik haliyle bekliyorduk sonuçları. Sosyal medyadaki plakasız araçlar, oyların çalınması ile ilgili söylentiler, sabahki umutlu halimizi silikleştirmeye başlamıştı bile.
Yine bir hayal kırıklığı mı yaşayacağız?
Bu soruyu çocukluğumdan beri iki olayda sordum hep. Birincisi Eurovision şarkı yarışması, diğeri de seçimlerin ertesi günü.
Her Eurovision dönemi hangi şarkıcı katılacakla başlayıp, arkadan beste, şov, kostüm, vs.. ile tüm milletçe yarışmaya hazırlanır, nihayet yarışma akşamı televizyonun karşısında kah çekirdek, kah tırnak yiyerek hezimetimizi yaşardık.
Ben yılmadan her sene “galiba bu sefer olacak” diye düşünür, sonrasında yine hayal kırıklığı yaşardım, bir çok insan gibi.
Seçimlerde de her seferinde,” bu kadar olay oldu, artık kesinlikle millet iktidara dur diyecek” diye umutlanıp, arkasından ağır bir hayal
kırıklığı yaşadım, yaşadık.
Vikipedi’ye göre hayal kırıklığı, insan beklentilerinin boşa
çıkması halinde ortaya çıkan bir duyguymuş. Bence berbat bir duygu, ama geçici
bir duygu olduğunu da öğrendim yıllar içinde. Buna rağmen insan yine de umut
etmeyi bırakmıyor işte.. Geçici bir duygu evet ama, hayal kırıklığının iyileşme
süreci de kişiden kişiye değişiyor. Allah saklasın hayal kırıklığının fazlası insanı depresyona
bile sokabiliyor. O yüzden sakin kalıp sabır gösterip, umudumuzu kaybetmemek en
önemlisi...
Yazıyı bitirene kadar sandıkların %85’e yakını açıldı ve sonuçlara
göre, bu sefer
umut hala var görünüyor..