Bir yerde okudum, insanlar
dört çeşitmiş. “Bir çeşit insan vardır ki, her şeyi ile tatlıdır, ona doyum
olmaz. Bir çeşit insan vardır ki, her şeyi ile acıdır, ağza alınmaz. Bir çeşit
insan vardır ki, ekşidir, o senden bir şey koparmadan önce, sen ondan lazım
olanı almalısındır. Bir çeşit insan vardır ki, tuz gibidir, ona ihtiyacın
olduğunda gerektiği kadarını alıp, kullanırsın. “
Bunun
üzerine düşündüm de benim de insanları anlatacak bazı tariflerim var ve bu
konuda ne yazık ki pek de iç açıcı düşüncelerim yok.
İnsanlığı tüm olarak ne
kadar seviyorsam tek tek insanlar olarak o kadar sevmiyorum ve toplumu
oluşturan insanlardan gitgide soğuyorum maalesef!
Benim
en çok korktuklarım soğuk insanlardır, soğuk ve samimiyetsiz insanları hiç
sevmem ve anlaşamam. Bunlar insanlarla ilişkilerinde samimiyet kurmaktan
özellikle kaçınan, mesafeli duran insanlardır. Karşısındakine sıcak
davranabilerek de mesafeyi koruyabileceğini bilmezler ne yazık ki. O mesafe
onları kibirli gösterir, bunu bilirler mi acaba? Kendi soğuklukları nasıl da
üşütür etrafındakileri! Benim bütün
enerjimi anında çekerler elektrikli süpürge gibi. Oysa ki bir sıcak gülümseme
ne kadar çok şey başarır. Gülmek dudaklarda başlar, sonra bütün yüze ve sonra
bulunduğun ortama yayılır, herkese bulaşır.
Hepimizin
hayatında vardır böyleleri, bir süre taşırsın, hoş görmeye, olduğu gibi sevmeye
çalışırsın ama bunu taşımak çok zordur. Bu insanları aslında dertleri büyüktür,
kesinlikle kendi hayatlarında mutlu değillerdir, mutsuzlukları soğutur onları.
Bir
de dengesiz insanlar vardır ki bunlardan
kesinlikle uzak durulmalıdır. Yaptıkları
birçok şeyde akıl ve mantık aranmamalıdır. Bunlar ne zaman ne yapacağı belli olmayan
kişilerdir. Her şeyin yolunda olduğunu düşündüğünüz bir anda bir şeye
sinirleniverirler ama ne olduğunu anlamanız imkansızdır. Samimi, sıcak bir
ortamı bir anda buza çevirirler. Parçalı
bulutlu hava gibidirler. Bir bakmışsın yağmur yağıyor, bir bakmışsın güneş
açmış. Bir bakmışsın selam verirken öper seni, bir bakmışsın sadece soğuk bir
merhaba der. Apışıp kalırsın, duyguların
allak bullak olur.
Hele
ki bu dengesiz şahıs sevdiğiniz biriyse, ya da iyiliğini gördüğünüz biriyse
yapabileceğiniz en mantıklı şey allahtan sabır dilemektir. İyi günlerinizin hatırına bırakıp gidemezsiniz, ilişkinizi
bitiremezsiniz ama onunla da yapamazsınız. Sonunda siz de dengesiz biri
olabilirsiniz, ya da sinir hastası aman dikkat!
Bir
de sinsiler vardır, hep samimi görünürler ama anlarsın yalan olduğunu. Belli
ipuçları ele verir onları, biraz dikkat ederseniz. Bu insan tipi sürekli zarar verir. Senden
uzak olan kişiyi sana yakınlaştırır, sana yakın olanı da senden uzaklaştırır.
İyilik yapıyorum adına ortalığı karıştırır, kısaca tehlikelidirler.
Bir
de sana fayda vermek isteyip de zararı dokunanlar vardır, ahmak ve cahildirler
bu gruptakiler. Bazıları bilmediğini bilmez, bazıları da bilmeyi, öğrenmeyi
istemez.
Korkaklar
da başka bir tehlikeli gruptur. Zor bir anında seni yapayalnız bırakır kaçar.
Seni doldurur bırakır, sen ortaya atılınca ortadan kaybolurlar.
Ya
kıskanç insanlar?! Bunlar da çok
tehlikelidirler. Kendi aralarında
çeşitleri vardır; belli edenler, sinsice saklayanlar, açıkça söyleyenler. Seni
çok sevdiğini söyleyip, kendinden başka herkesi kıskananlar ise sadece
sevgililerde değil, arkadaşlar arasında
da ciddi problemlere neden olurlar. Bunların kurnazlarından korkacaksın, her şeyi yapıp, “ama ben seni çok seviyorum
da ondan böyle davrandım” derler.
Karamsar,
kötümser, iyimser, sitemkar, alıngan, duygusal, hırslı, pasif, ezik, kindar, ukala,
her şeyi bilen, iddiacı, kaba, ultra nazik, vs.. Eminim hepinizin ekleyeceği şeyler
vardır bunlara değil mi?
Hiçbir
insan mükemmel değildir, herkesin az biraz kusurları, defoları vardır. İyi ya
da kötü yanları vardır. Peki bunları gözlemleyen ve yazan ben çok mu
mükemmelim? Tabii ki değilim, sadece ortalamanın biraz üzerinde bir bilince ve
farkındalığa, vicdana ve samimiyete sahibim o kadar.
herkes senin gibi sıcacık gülümseyebilseydi keşke
YanıtlaSil:)
YanıtlaSil