16 Mayıs 2013 Perşembe

insanlar

Bir yerde okudum, insanlar dört çeşitmiş. “Bir çeşit insan vardır ki, her şeyi ile tatlıdır, ona doyum olmaz. Bir çeşit insan vardır ki, her şeyi ile acıdır, ağza alınmaz. Bir çeşit insan vardır ki, ekşidir, o senden bir şey koparmadan önce, sen ondan lazım olanı almalısındır. Bir çeşit insan vardır ki, tuz gibidir, ona ihtiyacın olduğunda gerektiği kadarını alıp, kullanırsın. “

Bunun üzerine düşündüm de benim de insanları anlatacak bazı tariflerim var ve bu konuda ne yazık ki pek de iç açıcı düşüncelerim yok.

İnsanlığı tüm olarak ne kadar seviyorsam tek tek insanlar olarak o kadar sevmiyorum ve toplumu oluşturan insanlardan gitgide soğuyorum maalesef!

Benim en çok korktuklarım soğuk insanlardır, soğuk ve samimiyetsiz insanları hiç sevmem ve anlaşamam. Bunlar insanlarla ilişkilerinde samimiyet kurmaktan özellikle kaçınan, mesafeli duran insanlardır. Karşısındakine sıcak davranabilerek de mesafeyi koruyabileceğini bilmezler ne yazık ki. O mesafe onları kibirli gösterir, bunu bilirler mi acaba? Kendi soğuklukları nasıl da üşütür etrafındakileri!  Benim bütün enerjimi anında çekerler elektrikli süpürge gibi. Oysa ki bir sıcak gülümseme ne kadar çok şey başarır. Gülmek dudaklarda başlar, sonra bütün yüze ve sonra bulunduğun ortama yayılır, herkese bulaşır.

Hepimizin hayatında vardır böyleleri, bir süre taşırsın, hoş görmeye, olduğu gibi sevmeye çalışırsın ama bunu taşımak çok zordur. Bu insanları aslında dertleri büyüktür, kesinlikle kendi hayatlarında mutlu değillerdir, mutsuzlukları soğutur onları.

Bir de  dengesiz insanlar vardır ki bunlardan kesinlikle uzak durulmalıdır.  Yaptıkları birçok şeyde akıl ve mantık aranmamalıdır. Bunlar ne zaman ne yapacağı belli olmayan kişilerdir. Her şeyin yolunda olduğunu düşündüğünüz bir anda bir şeye sinirleniverirler ama ne olduğunu anlamanız imkansızdır. Samimi, sıcak bir ortamı bir anda buza çevirirler.  Parçalı bulutlu hava gibidirler. Bir bakmışsın yağmur yağıyor, bir bakmışsın güneş açmış. Bir bakmışsın selam verirken öper seni, bir bakmışsın sadece soğuk bir merhaba der.  Apışıp kalırsın, duyguların allak bullak olur.

Hele ki bu dengesiz şahıs sevdiğiniz biriyse, ya da iyiliğini gördüğünüz biriyse yapabileceğiniz en mantıklı şey allahtan sabır dilemektir.  İyi günlerinizin hatırına  bırakıp gidemezsiniz, ilişkinizi bitiremezsiniz ama onunla da yapamazsınız. Sonunda siz de dengesiz biri olabilirsiniz, ya da sinir hastası aman dikkat!

Bir de sinsiler vardır, hep samimi görünürler ama anlarsın yalan olduğunu. Belli ipuçları ele verir onları, biraz dikkat ederseniz.  Bu insan tipi sürekli zarar verir. Senden uzak olan kişiyi sana yakınlaştırır, sana yakın olanı da senden uzaklaştırır. İyilik yapıyorum adına ortalığı karıştırır, kısaca tehlikelidirler.

Bir de sana fayda vermek isteyip de zararı dokunanlar vardır, ahmak ve cahildirler bu gruptakiler. Bazıları bilmediğini bilmez, bazıları da bilmeyi, öğrenmeyi istemez.

Korkaklar da başka bir tehlikeli gruptur. Zor bir anında seni yapayalnız bırakır kaçar. Seni doldurur bırakır, sen ortaya atılınca ortadan kaybolurlar.

Ya kıskanç insanlar?!  Bunlar da çok tehlikelidirler.  Kendi aralarında çeşitleri vardır; belli edenler, sinsice saklayanlar, açıkça söyleyenler. Seni çok sevdiğini söyleyip, kendinden başka herkesi kıskananlar ise sadece sevgililerde  değil, arkadaşlar arasında da ciddi problemlere neden olurlar. Bunların kurnazlarından korkacaksın,  her şeyi yapıp, “ama ben seni çok seviyorum da ondan böyle davrandım” derler.

Karamsar, kötümser, iyimser, sitemkar, alıngan, duygusal, hırslı, pasif, ezik, kindar, ukala, her şeyi bilen, iddiacı, kaba, ultra nazik, vs.. Eminim hepinizin ekleyeceği şeyler vardır bunlara değil mi?

Hiçbir insan mükemmel değildir, herkesin az biraz kusurları, defoları vardır. İyi ya da kötü yanları vardır. Peki bunları gözlemleyen ve yazan ben çok mu mükemmelim? Tabii ki değilim, sadece ortalamanın biraz üzerinde bir bilince ve farkındalığa, vicdana ve samimiyete sahibim o kadar.




2 yorum: