İçki
“İçkim yok
Sigaram yok
Allah korkum var”
İşte bu üç cümle evlilik programlarında en çok aranan kriterler.
Aslında içki de demiyorlar “alkol” var mı? “yok” “sosyal içici de değilsiniz değil mi? “ağzıma hiç sürmedim” “aferin”!
Tabii ki bu üçlü sağlık ve iyi insan olma konusunda çok önemli, ama dayatma içerdiği için rahatsız ediyor. Eş seçerken tek kriter olması rahatsız ediyor ve oradaki her şeyi en iyi bildiğini zanneden başöğretmen rolündeki sunucunun “bravo” çığırtkanlığı rahatsız ediyor.
Şimdi de gece yarısı yasağı gündemde. (gündemdeki önemli konuları unutturmak çabalarını da takdirle karşılıyorum!!)
İçki dozunda içilirse iyi, ama yasaklar da dozunda olsun. Zararlarını anlatsınlar, içme yaşı konusunda denetlemeler artırılsın, buna bir itirazım yok ama çok sert yasaklar bence yersiz. O zaman buna belli bir ideolojinin uygulaması derim ben. İslamın kurallarına göre herkes kendi günah ve sevabından sorumlu değil midir? O zaman bırakın içki içen hesabını öbür tarafa gittiğinde yönetime değil yaradana versin.
Nedir bu baskı?! Gittikçe muhafazakarlaşan bir ülkeye dönüyoruz. Gündem konumuz “içki yasağı”! “kırmızı ruj” un ne kadar tahrik edici olduğu
vs…
Kendini muhafazakar olarak
tanımlayanlar, baskıcılar, kendi hayatları dışında herkesin ahlak dışı eğilimleri
olduğunu düşünüyorlar. Oysa muhafazakar olmayan bir kişi, bazı
muhafazakarlardan çok daha iyi ahlaklı olabilirl. İyi kalpli olmak, dürüst
olmak, yalan söylememek, hak yememek, haksızlık yapmamaktır temiz ahlak.
Allah korkum var diyene körü körüne
inanalım mı? Allahtan niye korkar insan? Günahkarsan korkarsın. İç terbiyen
varsa, dinin içeriğini biliyorsan, kibrin yoksa, yardıma muhtaç insanlara
(duyurmadan) yardım elini uzatıyorsan, hırsızlık yapmıyorsan, sorumluluklarını
biliyor ve yapıyorsan, kendini, bedenini, ruhunu ve çevreni temiz tutuyorsan,
Allahına sığınıp, ondan isteyip, ona şükrediyorsan niye korkasın?!!
Yanlış bir Müslümanlık aldı başını
gidiyor. Kulaktan dolma, cahil hocaların dedikleriyle hareket etmekle Müslüman
olunmuyor. Kuranda olmayan yasaklarla yeni
din yaratıyorlar.
Öyle hurafeler dönüyor ki
ortalarda, inanamazsınız, ama o kadar çok inanan var ki bu safsatalara.
Başını örtmekle, herkesin el
yıkadığı umumi tuvaletlerde ayağını lavaboya kaldırıp abdest almakla,
temizlikle alakası olmayan hallerle ibadet olmuyor. Günah diye alafranga
tuvalete girmezler, ama alaturkada yere değen uzun eteklerini hiç düşünmezler.
Ahlak deyince akıllarına etek boyu,öpüşmek sarılmak geliyor.Yalan, riya, kincilik,
kul hakkı, haksız zenginleşme gelmiyor. Ahlakı milletin eteğinde, öpüşen
dudaklarında, sarılan kollarında, içtiği içkide aramadan önce, yediğiniz
lokmada, ettiğiniz sözde arayın.
Metro'da sarılan bir çift mi ahlaksızdır? yoksa yalan üstüne yalan, mal
üstüne mal, zulüm üstüne zulüm yapanlar mı?
Herkes birbirinin inancına saygı
duymalı ve kimse kimseyi yargılamamalı. Beğenmezsin, tasvip etmezsin ama karışamazsın.
Yasak getirmek çözüm müdür?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder