Korku dün gece öldü, yaşasın
özgürlük!
Geç yatarım, geceyi yaşamayı
severim. Gecenin sakinliğini severim. Ama Dün gece hemen hemen herkes
gececiydi. Sabahın 2.30 unda herkes ayaktaydı, ellerinde çatal bıçaklar,
tencerelerle güçlü bir ses çıkarıyorlardı, hemen hemen bütün evler ışıklarını
kapatıp açıyorlardı.
Artık bıçak kemiğe
dayanmıştı ve halk sonunda uyanmıştı.
Sosyal medyayla arası iyi
olmayanlar fark etmediler olayların büyüklüğünü çünkü TV kanalları hiçbir şey göstermiyordu. Oysa ki dünya
televizyonları Türkiye’de neler oluyor
diye haber yapıyorlardı.
Sanırsın bütün halk terörist
ve polis acımasızca plastik mermi atıyor, biber gazı sıkıyor. Ölenler ve ağır
yaralananlar var. Sanki karşısındakiler insan değil böcek. Bu neyin hırsı?!
Gezi
Parkının savunulmasıyla başlayan ve polisin şiddet kullanmasıyla gün boyu süren
olaylardan alınacak çok ders var.
Kendi halkın, düşman değil,
sadece masum bir istekleri var. Dertleri siyaset değil.
Sadece ağaçları kesmeyin diyen bir halk var
karşında, biber gazını sıka sıka çileden çıkardın halkı, ben istediğimi yaparım,
istediğimi keserim demekle olmuyor artık
halkın sesini duy. Sindirilmiş seslerin
itirazları başladı dün gece. Korku perdesi yırtılmaya başladı sonunda.
Cumhuriyeti, Atatürk’ü, devrimlerini,
hukuku, düşünce ve ifade özgürlüğünü yok etmeye kalkacaksın, hayat tarzlarımıza
karışacaksın, sonra da halk sussun diyeceksin. Bu olmaz, olmuyor da işte!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder