1 Haziran 2013 Cumartesi

Korku dün gece öldü, yaşasın özgürlük!

Korku dün gece öldü, yaşasın özgürlük!

Geç yatarım, geceyi yaşamayı severim. Gecenin sakinliğini severim. Ama Dün gece hemen hemen herkes gececiydi. Sabahın 2.30 unda herkes ayaktaydı, ellerinde çatal bıçaklar, tencerelerle güçlü bir ses çıkarıyorlardı, hemen hemen bütün evler ışıklarını kapatıp açıyorlardı.

Artık bıçak kemiğe dayanmıştı ve halk sonunda uyanmıştı.

Sosyal medyayla arası iyi olmayanlar fark etmediler olayların büyüklüğünü çünkü TV kanalları  hiçbir şey göstermiyordu. Oysa ki dünya televizyonları  Türkiye’de neler oluyor diye haber yapıyorlardı.

Sanırsın bütün halk terörist ve polis acımasızca plastik mermi atıyor, biber gazı sıkıyor. Ölenler ve ağır yaralananlar var. Sanki karşısındakiler insan değil böcek. Bu neyin  hırsı?!

Gezi Parkının savunulmasıyla başlayan ve polisin şiddet kullanmasıyla gün boyu süren olaylardan alınacak çok ders var. 

Kendi halkın, düşman değil, sadece masum bir istekleri var. Dertleri siyaset değil.
Sadece ağaçları kesmeyin diyen bir halk var karşında, biber gazını sıka sıka çileden çıkardın halkı, ben istediğimi yaparım, istediğimi keserim  demekle olmuyor artık  halkın sesini duy. Sindirilmiş seslerin itirazları başladı dün gece. Korku perdesi yırtılmaya başladı sonunda.


Cumhuriyeti, Atatürk’ü, devrimlerini, hukuku, düşünce ve ifade özgürlüğünü yok etmeye kalkacaksın, hayat tarzlarımıza karışacaksın, sonra da halk sussun diyeceksin. Bu olmaz, olmuyor da işte!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder