Bir
çok davranışınızın saçma olduğunu bilip fakat düşünmekten ve yapmaktan
kendinizi alıkoyamadığınız oluyor mu
sizin de?
Belli
davranışları yapmadığınız takdirde ailenizden birinin öleceğine veya başına bir felaket geleceğinden
korkuyor musunuz?
Mesela
ben ters duran terlik ve ayakkabılar gördüğüm zaman illa ki düzeltirim,
yukarıdaki sebepten dolayı. Büyük bir ihtimalle düzenden, tertipten yana olan
bir aile büyüğü tarafından uydurulmuş bir batıl inanç, ama yer etmiş işte.
Gece
tırnak kesilmez! Niye?! Allah korusun üzüntü ve sevinçli olayları aynı anda
yaşarsın, mesela düğün gününde aileden biri ölür. Hı hı tabii, gece tırnaklar
nereye sıçradı görülmez diye uydurulmuş bu da.
Elden
ele makas ya da bıçak da almam, tuz
döküldü mü asabileşirim çünkü bu iki şey de kavgaya sebep olur.
Avucum
kaşınınca, lafsa popoma, paraysa cebime, kısmetse başıma sürüyorum avucumu ve
bunları yapmazsam feci rahatsız oluyorum. Yapmamayı denedim ama bütün bedenim
avucum oldu, ben avuç oldum, avucum büyüdü büyüdü ve onu yok sayamadım.
Kötü
bir şey duyunca 3 kere duvara ve de tahtaya vururum, evet yanlış yazmadım
ikisine de vuruyorum, çünkü hangisine vurulduğundan tam olarak emin değilim,
garantiye alıp ikisine de vuruyorum.
Bunlar
zihnimize gelip takılan, kolayca gitmeyen ve yoğun sıkıntı yaşatan, irade ve
bilinçle uzaklaştırılmayan düşünceler, yani takıntılar. Gerçekle hiçbir
bağlantısı olmayan ve sürekli tekrarlanan davranışlar olarak bizde yer ediniyor
ama; bana
soracak olursanız batıl inançlardan doğan takıntıların özünde yatan; topluma,
bireylere bazı bilinmesi gereken şeyleri öğretmeyi korkutarak sağlamaktır.
Çocukluğunda
aşırı baskı ve disiplin altında yetiştirilen çocukların; ayıpla, yasakla,
günahla büyütülen çocukların bu tip takıntılara yatkın oldukları söyleniyor
uzmanlar tarafından. Kesinlikle doğru. Mesela, benim anneannem yanında sakız
çiğnenilmesinden hoşlanmazdı ve büyük ihtimalle bu yüzden bana “Gece sakız
çiğnemek ölü eti çiğnemek demektir.” derdi. Çocuk yaşta verilen bu bilgileri
sorgulayabilecek bilinç seviyesinde olmadığımız için söylenenleri yapıyoruz, büyüyünce
de bu alışkanlıkları devam ettiriyoruz.
Tabii
bu batıl inançlar ve takıntılar ülkeler ve kültürlere göre de değişiyor. Mesela
baykuş (yazarken bile tırsıyorum) birçok kültürde uğursuzluk olarak kabul
edildiği gibi, bazı kültürlerde de uğur kabul ediliyor. Allahın yarattığı bir
hayvan işte, üstelik bilgeliğin de sembolü. Ama ben çocukluğumdan beri
uğursuzluk getirdiğini duydum ve üstelik bu kuşla ilgili sevimsiz bir de anım
var.
İzmir’de
yaşarken bir sabah işe gitmek için odamda hazırlanıyordum, gün yeni ışımıştı.
Birden balkondan gelen garip bir ses duydum, gidip perdeyi aralayınca çamaşır
ipinin üzerine tünemiş 3 tane baykuşla göz göze geldim. Anne ve 2 yavru baykuş.
Gayri ihtiyar, ürktüm ve perdeyi kapattım. Nasıl bir tesadüfse o sabahın
gecesinde annem ve kızım da rüyalarında baykuşlar görmüşler. Sonuç mu? Birkaç
güne kalmadan minik oğlum çok ağır bir hastalıkla hastaneye yattı, ölümden
döndü, çok acı ve uzun günler yaşadık. Gel de bağlama baykuşa değil mi? Çok
şükür atlatık hepsini. Allah bir daha
göstermesin. Belki de bilge kuş beni uyarmaya gelmişti balkona, kim bilir?
Şu
aralar her yerdeler, takılarda, giysilerde hatta bebek emziklerinde bile varlar
ve çok sevimli görünüyorlar, ama ben hala alışamadım desem de üniversitenin
felsefe bölümünden yeni mezun olan kızıma felsefenin sembolü olan baykuşun modern
bir hale getirilmiş farklı bir tasarım kolyesini hediye aldım, eh bu da bir
aşama!
Farklı
birkaç takıntım daha var ama onlarda bende saklı kalsın şimdilik, okur da siz
de takıntı hale getirebilirsiniz diye hepsinden bahsetmiyorum, çünkü bazı
takıntıların bulaşıcı olduğunu da bizzat gördümJ
İnsan ruhu çok karmaşık ve
zengin. Çoğu insanda bulunan batıl inanç kaynaklı takıntıların hepsinde bir
hikaye ve bir sır vardır mutlaka diye düşünüyorum. Önemli olan var olan
takıntılarımızı abartmamak ve de üzerlerine yenilerini eklememek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder