29 Aralık 2014 Pazartesi

Gerçekten Nasılsın?


Hepimiz her gün bir koşuşturma halindeyiz. İş hayatı, okul hayatı, ev hayatı hepimize bir rol biçmiş, biz de gereğini yapıyoruz işte..

Akşam olunca bir araya gelip hatırlaşıyoruz; “Hoş geldin, nasılsın? Günün nasıl geçti?” diye. Sonra yine herkes bir tarafa dağılıyor, hepimizin elinde akıllı bir alet, kah ona kah televizyona esir oluyoruz. Beraber otursak da, aynı filmi seyretsek de, birbirimizle az konuşuyoruz.

Nasılsın sorusuna cevabımız; iyi işte, uğraşıp duruyoruz'un ötesine geçmiyor. Hiç düşündünüz mü kaçımız en yakınımızdakinin bile gerçekten nasıl olduğunu merak edip, derine inebiliyoruz?

Bunları bana düşündüren oğlum oldu. Geçen akşam beni odasına çağırdı,.Ben yine yapacağım işlerin telaşında, asılacak çamaşırlar, boşaltılacak bulaşık makinesi, katlanacak çoraplar vs.. gittim yanına “Ne zamandır konuşmuyoruz anne, gel biraz sohbet edelim” dedi. Ben önce ayakta “Anlat bakalım ne oldu?” modundaydım, sonra oturduk yan yana yatağına. Önce ondan hoşlanan bir kızdan bahsedip, fotoğraflarını gösterdi kızın. Sonra onu çok kıran ve konuşmadığı bir arkadaşının nasıl özür dilediğini ve yeniden arkadaş olduklarını, yıllardır ona takmış, onu paylaşamayan, her fırsatta canını sıkan bir arkadaşıyla ilgili hislerini, artık onu taşıyamadığını, ilişkisini sadece selamlaşma aşamasında bırakacağını bir psikolog edasında anlattı. Başka bir arkadaşıyla arasında geçen yanlış anlaşılma olayını konuşarak çözdüklerini, sınavlarından, zorlandığı derslerinden bahsetti. Babasıyla takışmalarının onu üzdüğünü, bazen kendisini tam ifade edemediğini anlattı.

Şu anki edebiyat öğretmeni sayesinde ilgilenmeye ve sevmeye başladığı şiirden bahsettik biraz. Rastgele şiirler okuduk başucundaki şiir kitaplarından.

Sonra benim nasıl olduğumu sordu, yeni kaybettiğimiz dedesini onun da çok özlediğini, onun şimdi çok güzel bir yerde olduğunu, bizi izlediğini, benim çok üzgün olmamı anladığını ama çok ağlarsam onun üzüleceğini söyleyerek bana sarıldı.

Her anne gibi her zaman gurur duyduğum oğlumla, bir kere daha büyük gurur duydum. Sevgi dolu kocaman bir kalbi var, çok vicdanlı, çok duygusal, çok barışçıl, çok hoşgörülü ve çok naif bir genç benim oğlum. Bazen keşke bu kadar duygusal olmasa diye düşünüyorum, umarım önüne onu anlayan, onu üzmeyecek insanlar çıkar her daim.


Arada sırada en yakınımızdakilere bile gerçekten nasılsın demeyi ihmal etmeyelim, konuşalım, dinleyelim, anlatalım, görün bakın kendinizi çok iyi hissedeceksiniz J

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder