Bir yerde Dr.Louann
Brizendine’in “Kadın Beyni” isimli kitabından alıntılar okudum.
Bu bana yazın
yaşadığım bir anı anımsattı. Bodrum’da bir plajda şezlong bakınırken tesadüfen
istanbul’da oturduğumuz siteden bir tanışla karşılaşmıştık. Sonrasında bu güzel
tesadüf üzerine ve başka şeyler üzerine güzel bir sohbete girmiştik. Buraya
kadar her şey normaldi ve sohbet denize girme faslıyla sona erdiğinde eşimin
yorumu beni güldürmüştü. Ona göre biz iki kadın hiç ara vermeden ve aynı anda
konuşmuştuk, bizi dinlerken konudan konuya geçişlerimiz onu çok yormuştu, Aynı
anda hem birbirimizi dinleyebiliyor hem de konuşup, anlaşabiliyor olmamız da
onu şaşırtmıştı. Onun bir erkek arkadaşıyla böyle bir sohbet edebilmesi mümkün
değildi. En çok “ne haber nasılsın?” “iyi valla, sen?” “tatil nasıl gidiyor?
“iyi senin?” gibi kısa, arada esler verilerek gide(meye)n bir sohbet olurdu
onlarınki.
Araştırmalara
göre ortalama erkek beyni, kadın beynine göre 9 kat büyük olduğu halde, kadın
ve erkekler eşit sayıda beyin hücresine sahiplermiş. Dr.Brizendine bunu;
“Sadece bu hücreler kadın beyninde daha yoğun bir şekilde paketlenmiştir. Daha
küçük bir kafatasına, bir korseye sıkıştırılmış gibidirler” diye şahane bir
cümleyle özetlemiş.
Kadınlar ve
erkekler, konuşurlarken, sorunlarını çözümlerken beyinlerinin farklı
bölgelerini kullanırlarmış. Bu yüzden kadınlar bir olayı en ufak ayrıntısına
kadar hatırlayabilirlerken, erkekler o olayı
bile hatırlayamazlar genelde. Şöyle bir düşünün, siz hemcinslerim ilk randevunuzun
gününü, nereye gittiğinizi, yediğiniz yemekleri, giydiğiniz giysileri en ufak
detayına kadar hatırlamıyor musunuz? İşte bunun sırrı kadınların beyinlerindeki
bu özellikten kaynaklanıyormuş. Aynı anda konuşabiliyor, birbirimizi
anlayabiliyor, konudan konuya kolayca atlayabiliyor olmamız da bundan.
Erkeklerle asla aynı frekansta konuşamamamız da.
Uzun yıllar
önce çalıştığım şirkette bir seminere katılmıştım. “Önce İnsan” isimli semineri
Ünlü iletişim profesörü Doğan Cüceloğlu veriyordu. Onun söylediğine göre;
kadınlar günde ortalama 20 bin kelimeyle konuşurlarken bu oran erkeklerde ise 12 bin civarı ! Aradaki farkı
görüyor musunuz!
Kadın,
akşam olduğunda daha bütün kelimelerini tüketmediğinden hala kocasına anlatacak
çok şeyi vardır. Kocasının “nasılsın?” sorusuna vereceği cevap oldukça
ayrıntılı olabilir. Gittiği marketteki kasiyerin ojesinin rengine kadar her
türlü ayrıntıyı anlatabilir. Erkek ise, eve gelene kadar kelimelerinin hemen
hemen hepsini tüketmiştir, “Bugün Ne Yaptın?” sorusuna sadece “Çalıştım işte” diye
cevap verir ve sizi çıldırtırJ
Hangimiz
sorularımıza tatmin edici cevaplar alabiliyoruz kocalarımızdan,
sevgililerimizden, erkek arkadaşlarımızdan sorarım size? Mesela ortak bir tanışınızla karşılaşıp size
selam getiren hangi erkek, “Ne giymişti? Saçı nasıldı?” Sorularına cevap
verebilir? Ya da sizsiz gittiği mekanla ilgili hangi ayrıntıları size
anlatabilir?
Biz
kadınlar sezgilerimizle de erkeklerden oldukça farklıyız. Hepimiz
karşımızdakinin yüzüne bakar bakmaz ruh halini çözebiliriz. Merak eder, sorar,
deşer, ilgileniriz ve saatlerce konuşabiliriz. Erkekler ise arkadaşlarının bir
derdi olduğunu anlayabilirse eğer, en çok söyleyecekleri şey; “Boşver takma,
gel bir tek atalım” dan öteye geçmez değil mi?
Gördüğünüz
üzere, kadın ve erkek beynindeki nöronlara kadar birbirinden farklı. Bu yüzden
birbirimizi yargılayıp, birbirimize şaşıracağımıza farklılıklarımızın farkında
olalım deyip, dünyanın en kısa fıkrasıyla bitireyim yazımı; “İki kadın sessizce
oturuyorlarmış”J
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilErkekçe söylüyorum. İyi olmuş:))
YanıtlaSil