15 Temmuz 2014 Salı

Kedi Oğlum Leo





Geçen sene eylül ayı ortalarıydı. Okullar yeni açılmıştı. Çok iyi hatırlıyorum çünkü okul çıkışı servisler sitemizin önüne sırayla gelip öğrencileri indiriyorlardı. İşte o saatlerde sitenin girişinde, güvenliğin önünde bir kalabalık oluşuyordu, servislerinden inen çocuklar yeni doğmuş kedi yavrularını kapış kapış kucaklarına alıyorlardı. Ben de bir kedi sever olarak onların büyüsüne kapılıp çocuklardan fırsat buldukça seviyordum kedi bebişleri. Her yaştan boy boy çocuklar arasında benim de oğlum vardı tabii ki. Bayılıyordu yavrulara o da. Hatta bir gün bir tanesini eve getirdi, sevdik, süt verdik.

 


Bir gün yavrulardan birini oğlum yine eve getirmişti. O kadar ürkek ve korkaktı ki, ama çok sevimliydi. Kedilerden hiç hoşlanmayan eşim bile onu sevmek istedi. Fakat bu minikler fena şekilde pireliydiler. Minnacık oldukları için pireler çok belirgin görünüyorlardı. Ben de eşimi pire tozu alsın diye veterinere gönderdim;  ama eşim gerisin geri eve döndü. Çünkü eskiden veterinerden pire tozu alarak sokak kedilerini temizleme imkanı vardı; ama şimdi öyle değilmiş. Sağlık Bakanlığı yasaklamış satışını, sadece veterinerler yapabiliyorlarmış, üstelik eskisi gibi toz değil, enseye damlatılan bir damlaymış artık pirelerle savaşan.



Hal böyle olunca, biz de bahçeye bıraktığımız yavruyu alıp veterinere götürmeye karar verdik. Fakat, aşağıya indiğimizde eve çıkardığımız kediyi bulamadık. Onun yerine mavi gözlü küçücük kardeşini bulduk. Diğerini bulmak için sabrı olmayan ve zaten kedilerden hoşlanmayan kocam ‘Onu götürelim işte!’ dedi. Biz de kardeşi yerine, sonradan bizim Leo’cuğumuz olacak olan sarışın ufaklığı  alıp götürdük. Veterinere girdiğimizde, herkes elimdeki ufaklığa hayran kalarak etrafımızı sardı. Veteriner onu muayene etti, kilosuna baktı, pire damlasını damlattı ve annesi çok iyi bakmış, çok sağlıklı dedikten sonra ufaklığın adını sordu kimlik ve aşı defteri için. Ben şaşkın ve hazırlıksızdım, ama küçük bir aslan yavrusuna  benzettiğim ufaklığın adı “leo” olsun dedim. İşte o andan itibaren bu sarışın, mavi gözlü, sarman kedicik bizim oldu. Eve dönerken, taşıma sepeti, kum kabı, kumu, maması, vs. gerekli malzemeler alınmıştı. Kedilerden hiç hoşlanmayan eşim hala o gün nasıl ikna olduğunu hiç anlayamıyor J




İşte böyle girdi aramıza, leocuk. O minicik kedimiz şimdi 1 yaşında sırım gibi bir delikanlı. Geldiği günden beri ismini bilen, tuvalet adabı olan, iyi huylu, akıllı ve asil bir kedi o. Hepimiz onu çok seviyoruz. Nice yıllara Leo’cuk J